16 Temmuz 2014 Çarşamba

Ateş Serisi



Güzel seriydi vesselam ...

Ah bu seri diyorum. Son iki hafta gibi bir süredir kendimi kapatıp Ateş Serisine kaptırdım bu serinin bende anısı çoktur. Bu seriyi okumam çok uzun sürdü çok bekledim sabrettim ve yayın evlerine düşman oldum.

Koleksiyonuma 4 yıl önce falan başladım . İlk olarak elime Kan Ateşi geçmişti neden ikinci kitabı aldım bilmiyorum ama çok ucuza aldığımı hatırlıyorum. Tabi ki de okumadım bekledim. Sonra Karanlık Ateşi getirttim. Tabi o sıralar yaşadığım şehirde gelişmemişti o kitapçılar ama siparişle getiriyordular. Okumadım çünkü biliyordum 5 kitap olduğunu ve en azından dedim 3 ünü tamamlıyayım İntikam Ateşine kadar bekledim o da çıkınca ben bir başlayaym dedim . Başladım tabiki de bayıldım ilk iki kitabı okudum ve yayınevi sorunları başladı devamının çıkıp çıkmayacağı belli değil . Okumuyorum dedim arkadaş . Eninde sonunda çözülecek bu sorunlar dedim. Çünkü seviliyordu seri. Sonra valla ben ilk defa karşılaşmıştım, seri başka yayın evine geçti ki bu yayınevi de inadına kitapları çıkarmamakla meşhurdur. Ben yine sabır tabi inat ettim yani seri tamamlanana kadar okumayacağıma söz verdim tabi aralarda açıp açıp Barrons ve Mac ile hasret gideriyorum ama tam okumuyorum bekliyorum. Seriyi takip edenler bilir o son iki kitabı nasıl beklediğimizi , nasıl saçımızı başımızı yonduğumuzu ... Çok geçti kapakla ilgili sorunlar tabi ben kitapları okumuyorum çeviri nasıl hiç bilmiyorum .. Ama o kadar bekledik , isyan ettik en sonunda son kitapta çıktı rahat ettik. Tabi hemen elime geçirdim .



Yani kısaca sabreden derviş muradına ermiş ...



Kitapların konusuna gelirsek şimdi tek tek tanıtım koyamam ama genel olarak bahsedelim. Serimiz MacKayla Lane adlı Dublin e gelene kadar pembe bir dünyada yaşayan sarışın bir kızın başından geçiyor.Neden sarışın olduğunu özellikle söyledik çünkü MacKayla gerçekten klasik sarışın algısı olan bir kızdı. Ta ki Dublin e gelene kadar. Mac Ashford da pembe dünyasında ailesi ve ablasıyla birlikte yaşarken, bir gün ablası eğitim için Dublin e gitmeye karar verir.Bir kaç ay sonra ise gizemli bir mesaj bırakarak cani bir cinayete kurban gider. Mesajda Sinsar Dubh adlı kitabı bulmasını her şeyin buna bağlı olduğunu söyler Mac e. Mac te ablasının cinayetini araştırmak için Dublin e gider ve işte her şey o zaman değişir. Çünkü dünya Mac in sandığı gibi pembe değilmiş .Hatta siyahın en karanlık tonu bile olabilir. 
Peki bu dünyayı nasıl mı kabulleniyor bizim şekerimiz ki ancak Mac i en sevdiği karakterlerin başına koyabilen birisi heralde Barrons a şeker der. Ama şeker yani elimizden bir şey gelmez. Ha Barrons a geçtik değil mi evet Jerricho Barrons kitabın ikinci ana karakteri kendisi bir alfa erkek hem de en hası . Ne olduğunu anlayamayacaksınız açıkçası 5 kitabı okumuş biri olarak kesin olarak bilmiyorum adamın ne olduğunu ama işte tatmin edici bilgilerimiz yok değil. Neyse biz Barrons u ilk kitabın başlarında Mac in Dublin e gelişinden sonra büyük ihtimalle biraz daha vakit geçirse öleceği ıssız bir mahalleden kurtulup sığındığı kitapçının gizemli sahibi olarak tanıyoruz. Mac tabi ki de turnayı on iki den vurarak kitapçıya Sinsar Dubh u sorar . Tabi Barrons ta bu küçük barbie yi ciddiye almaz ve eğer Dublin den yakında ayrılmazsa büyük ihtimalle öleceğini söyler ama kim bilebilir di ki bizim barbiemizi hayatta tutacak ve onu olması gereken kişiye dönüştürecek kişinin Barrons olduğunu. 
Kitabı okurken Amber Heard olarak düşünmedim benim Mac
ime uygun kadın yok ama bir filmi olsa bu Amber olsun. Barrons um da o
olsun.
MacKayla nın öğrendiği şeyler dünyamızda Fae denen korkutucu yaratıkların kol gezdiği ve bizim gayet normal olduğunu sanan kızımızın onları görebilen özel bir klandan geldiği. Ve ablasının araması için vasiyet ettiği kitabın tüm kötülüklerin anasını içinde barındıran şeytani bir kitap olduğu ve onu hissedebilen klanından yani sidhe kahinlerinden tek kişinin kendisi olduğu .
Tabi ki de bunlar Mac için çok ağır şeyler, alışması gerekiyor . Özellikle de Sinsar Dubh un peşinde onca insan varken ve genellikle hepsi Mac i istiyorken hem ablasının katilini bulması , hem kitabı araması , hem de hayatta kalması gerekiyor. 
Tabi ki de yalnız değil onu hayatta tutacağına ve bir silaha çevireceğine söz veren ve yanında yaşadığı Barrons var sonra Fae lerin aydınlık kısmı olanların Prensi Vlane var bir de diğer Sidhe Kahinleri ama hangisine güvenecek Mac. Uzun süre hiç birine güvenmiyor ama bu kaç kere ölümden döndüğüne göre değişir tabi.
5 kitap her kitapta Mac in ne kadar değişeceğini merak edip okudum . Değişmemesini istediğim. Çünkü Mac in o şaşkın hallerini seviyordum ben , o saf tarafını . Her kitapta onca şey yaşadıktan sonra o saf kısmını kaybedeceğinden hep korktum ama olmadı Mac son kitapta da bizim Mac ti .
Barrons ve Mac in hallerine bayılacaksınız. Barrons tan başka karakterleri hep onunla karşılaştıracaksınız bir kere Ateş serisinden sonra hayatınızda o kısım olacak heytt be ne seriydi diyeceksiniz. Bitince başka kitaba başlamak zor olacak hele Urban Fantasy seviyorsanız çünkü Ateş Serisi bunun en iyi örneklerinden . Mesela yerine bir şey koyamadım 1 aydır kitap okuyamıyorum.Yerine koyamadım yarim diye geziyorum ortalarda.


Ateş serisinden sonra hayatınızda böyle bir şey olacak Umut artık bir kelime değil daha anlamlı olacak çünkü bu kelime sizi Jericho Barrons u hatırlatacak . Jericho nun Mac e öğrettiği önceliklerden biri bu . Mac bir Sidhe Kahini eğer Umut etmezse öldürülür ki Mac bunu çok anladı kaç kere. Mac i son kitapta uğurlarken ona neler yaşadın canım neler. Açıkçası ben ağladım kitapta, duygulandığım yerler çok oldu Mac ne hissettiyse hissettim. Yaşadığı hayal kırıklıkları , kendi çatışmalarını hissediyorsunuz dibine kadar. 

Aksiyonlu bir kitap arıyorsanız aradığınız kitap bu maşallah aksiyonu hiç bitmiyor kitabın her yerden kötü adamlar fışkırıyor. Ha çok iyi bahsediyoum da Mac aslında mükemmel bir karakter değil sadece ben çok sempati duyuyorum . Bu kitapta mükemmel karakter varsa O da BARRONS  üstüne tanımam her kitapta çok bağlanıyorsanız. Ben de istiyorum başıma bir şey gelince kurtarsın beni diye ama gelen yok . 
Mac mükemmel değil diyordum ya , değil gerçekten . Yani bazı yerlerde kızım bak Barrons otur dedi sana gitme bir yere nereye gidiyorsun diyoruz. Dinleme adamı ,başına bu gelir diyoruz. Bazı şeyleri hak etmedi dersem yalan olur. Ve söyle lan artık şu Barrons a olanları birilerine anlat şunları atma içine atma diye kaç kere bağırdım bilmiyorum. 
Yan karakterlerimiz de iyi zaten Barrons un arkadaşları var uhuu .Düşünün Barrons gibi adamlar var ...Güzel bitti tadında bence . Ben dolu dolu bir seri okudum. Hem yazarımızda açık bıraktı ucunu yani bu kitaptan daha gelir devamı hissediyorum hemen vazgeçemez bizim Barrons ve Mac ten . Ha ama etmezse de beni tatmin etti sonu ... Çok uzun yazdım daha çok yazarım daha anlatamadığım çok şey var ama neyse der ve bitiririm ...

Çeviri derseniz çeviri de yaralıyız . Ben böyle bir talihsizlik görmedim. Seri el değiştirince tüm terimler gitti . Hayır son iki kitapta başka yayın evindeydi de onların arasında bile terim farklılıkları vardı . İki ayrı çevirmen vardı çok andım adlarını okurken ...


  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder